Yaygın Gelişimsel Bozukluk

Yaygın Gelişimsel Bozukluk (Pervasive Developmental Disorders): Belirtiler, Türler ve Tedavi
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (YGB), bireyin sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranış alanlarında yaşadığı yaygın ve kalıcı güçlüklerle karakterize edilen nörogelişimsel bir grup bozukluğu ifade eder. Bu bozukluklar genellikle çocukluk döneminde belirgin hale gelir ve bireyin yaşam boyu süren özel desteğe ihtiyaç duymasına neden olabilir.
Yaygın Gelişimsel Bozukluk Türleri
2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı DSM-5’e kadar, YGB şu beş türü içeriyordu:
- Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB):
Sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinde zorluklar ile sınırlı, tekrarlayan davranışlar. OSB, hafiften şiddetliye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. - Asperger Sendromu:
Dil ve bilişsel becerilerde sınırlama olmaksızın sosyal etkileşimde güçlük ve belirgin, sınırlı ilgi alanları ile karakterizedir. - Rett Sendromu:
Genellikle kız çocuklarında görülen genetik bir bozukluk. Başlangıçta normal gelişim gösteren çocuklarda ilerleyici motor beceri kaybı ve ciddi bilişsel gerileme görülür. - Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu (Heller Sendromu):
Normal gelişim döneminden sonra ani gerilemelerin yaşandığı, nadir görülen bir durum. - Atipik Otizm:
Otizmin bazı belirtilerini gösteren ancak tam tanı kriterlerini karşılamayan bireylerde tanımlanır.
Belirtiler
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar, belirtiler açısından çeşitlilik gösterebilir, ancak genel olarak şu alanlarda sorunlar gözlemlenir:
- Sosyal Etkileşim Zorlukları
- Göz teması kurmama veya sınırlı göz teması.
- Empati eksikliği ve karşılıklı iletişimde güçlük.
- Grup oyunlarına katılmakta isteksizlik.
- İletişim Sorunları
- Konuşmada gecikme veya hiç konuşamama.
- Tekrarlayan veya ekolali şeklinde konuşma (duyulan kelimeleri sürekli tekrar etme).
- Jest ve mimiklerde yetersizlik.
- Tekrarlayan ve Sınırlı Davranışlar
- Aynı rutinlere sıkı bağlılık.
- Belirli nesnelere veya konulara yoğun ilgi.
- El çırpma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketler.
- Bilişsel ve Duyusal Hassasiyetler
- Ses, ışık veya dokunma gibi duyusal uyaranlara aşırı hassasiyet veya ilgisizlik.
- Yeni durumlara karşı direnç veya kaygı.
Nedenleri
YGB’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir:
- Genetik Faktörler: Aile geçmişinde otizm veya benzeri durumların varlığı riski artırabilir.
- Nörolojik Faktörler: Beyin yapısındaki veya işleyişindeki anormallikler.
- Çevresel Faktörler: Gebelikte enfeksiyonlar, doğum komplikasyonları veya toksik maddelere maruz kalma.
Tanı ve Değerlendirme
YGB tanısı genellikle bir psikiyatrist veya gelişimsel pediatrist tarafından kapsamlı bir değerlendirme ile konur. Bu değerlendirmede:
- Gelişimsel öykü: Çocuğun sosyal, dil ve motor gelişim geçmişi incelenir.
- Standart Testler: Çeşitli ölçekler ve testler kullanılarak beceriler değerlendirilir.
Tedavi ve Müdahale Yöntemleri
YGB’nin tedavisinde erken müdahale kritik öneme sahiptir. Tedavi bireye özel olarak planlanır ve multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilir.
- Eğitim ve Davranışsal Terapiler
- Uygulamalı Davranış Analizi (ABA): İstenmeyen davranışların azaltılması ve olumlu davranışların geliştirilmesi.
- Erken Yoğun Davranışsal Müdahale (EIBI): Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için etkilidir.
- Konuşma ve Dil Terapisi
İletişim becerilerinin geliştirilmesi ve sosyal etkileşimdeki zorlukların azaltılması hedeflenir. - Ergoterapi ve Duyusal Entegrasyon Terapisi
Duyusal hassasiyetlerin yönetimi ve günlük yaşam becerilerinin kazandırılması. - İlaç Tedavisi
YGB’yi doğrudan tedavi etmez, ancak eşlik eden kaygı, depresyon veya dikkat eksikliği gibi durumlar için kullanılabilir. - Aile Eğitimi ve Destek
Ailelerin bilinçlendirilmesi, çocukların gelişiminde önemli bir rol oynar.
Sonuç
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar, bireyin yaşamını önemli ölçüde etkileyebilen karmaşık durumlardır. Ancak erken teşhis, uygun terapi ve destekleyici yaklaşımlar sayesinde bireylerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmaları mümkündür. Toplumda farkındalık yaratmak ve bu bireyleri anlamak, onların daha bağımsız ve mutlu bir yaşam sürmelerine katkı sağlar.